top of page

Cahilliğin sonsuz yıkımı / Düpedüz Cehalet ...


Geçen haftaya depremle başlayarak hepimizin dünyası altüst oldu. Bütün hafta bulabildiğim tüm programları izledim. Özellikle Youtube Deprem Ortak Yayını’nda toplanan genç kadroyu tebrik ederim. Konunun uzandığı nerdeyse her şeyi konuştular…

Ben de duygularımı biraz yatıştırdıktan sonra bu dönemde sosyal medyanın tamamen aynı konuya odaklanmasını düşündüm. Başka hiçbir şeyin öneminin kalmayışını ve herkesin kendini unutuşunu. Sonra kendi açımdan bakmaya başladım bütün mevzuya…

Cahilliğin sonsuz yıkımı… Art niyet, rantçılık vs beni ilgilendirmiyor şu saniyede sanırım. Böyle bir yıkımın olabileceğini düşünememek bu. Kimse bile bile yıkılacak bina inşa etmez… Bir şey olmaz dediler muhtemelen ve evet tabii ki denetim yok. Ancak denetime bu kadar muhtaç olmak da normal değil. Baştan aşağı cehalet. Akıl etmemek. Günü kurtarmak. Kötü olasılığı geçiştirmek, yok saymak. Parayı bulunca hayatlar kurtarılmıyor, akılla hayatlar kurtarılıyor. Aklı çalışacak insanın ve öyle bir çalışacak ki anlayacak dikkatli olmazsa, yaptığı işi doğrusuyla yapmazsa çok canlar yanacak… Ve vicdanı olacak insanın; can yakarsa canı yanacak…

katliam, cinayete yol açan cehaletin.

Son Yazılar

Hepsini Gör

yavan

Eleştirmek ile yargılamak arasında ince bir çizgi olsa içim yanmayacak. Aralarındaki farkı algılamak için entelektüel olmaya da gerek yok. Bir kanıya varmak içinse derin düşünebilmek gerekiyor, gözüne

diyanet mi kıyamet mi?

Dini yaymak peygamberlere atfedilmiş bir görev değil miydi? Siyasetçilerle peygamberler görev değişikliği mi yaptı? Devleti yönetmesi için diyanete mi başvuralım?

görünenler ve yaşananlar

Barış, sevgi, dostluk, çevre duyarlılığı sayesinde başlayan insancıl bir eylemin, aşırı tutkulu, fanatik taraftar zihniyetinde, kişisel hayatlarında duydukları tüm siniri nefreti kusmak için yer araya

bottom of page