top of page

Sürekli kitap okuyan, sürekli düşünen, sürekli fikir yürüten, dinleyen, soran, araştıran, gören insanla, bunların hiçbirini yapma zahmetine girmeden sadece bunları yapanları taklit ederek yaşayan insanlar belli bir proje dolayısıyla bir araya getirilse ve biri onlara eşit olduklarını söylese, dışardan öyle algılasa bu nasıl bir adaletsizlik olur, o taklit eden kişi o eşitliği bırakır mı? Oldukça sığ vizyonuyla, amacıyla, ona verilen bu üstünlüğü bırakmak gibi onurlu ya da erdemli denebilecek davranışta bulunabilir mi? Ama her gün o insanlar bu fırsatı bir şekilde yakalıyorlar... Ve o hayatını gerçekten gerçek niyet ve amaçlarla gelişime, doğruya adamış ve bunu yapabilme yetisini çalışa çalışa veya doğal yollarla edinmiş kişiye nasıl gereksiz ve boşa bir enerji kaybı, sinir testiyle karşılaştırmış oluyor hayat....

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kendiliğinden karakteri oturmayan zamanında 'kendini tanımak' adına hiç bir çabaya girmemiş, sadece çoğunluğa uyarak yaşamış insanların bu akıntıdan kurtulamaması ve kendilerini kıyaslamalar ve benzet

Başka bir yere girdiğimizde, bize ait olmayan, herhangi bir aidiyet hissetmediğimiz, bütün objelerin başkalarının olduğu, bilmediğimiz seslerle dolu, hangi konumda hissederiz kendimizi? Dışarda gibi m

Melbourne'da gittiğim pırıl pırıl bir marinanın, bir Türk Festivali düzenlendiğinde, 2 saat içinde bir çöplüğe dönüştüğüne şahit oldum. Sanırım bu yaşadığım Türk insanını; kendi evine, kendisinin olan

bottom of page