Sürekli kitap okuyan, sürekli düşünen, sürekli fikir yürüten, dinleyen, soran, araştıran, gören insanla, bunların hiçbirini yapma zahmetine girmeden sadece bunları yapanları taklit ederek yaşayan insanlar belli bir proje dolayısıyla bir araya getirilse ve biri onlara eşit olduklarını söylerse, bu nasıl bir adaletsizlik olur, o taklit eden kişi o eşitliği bırakır mı? Diğer kişi demoralize olmaz mı? Pozisyonları belirleyen kişinin insan sarrafı olması gerekmez mi? Ya da doğru vasıflara göre bu kararları verdiğinden nasıl emin olunur? Oldukça sığ vizyonuyla, amacıyla, bildiği herşeyi ezberleyerek öğrenmiş, hiç kafa yorarak anlamamış biri ona verilen bu üstünlüğü bırakmak gibi erdemli denebilecek bir davranışta bulunur mu? Ama her gün o insanlar bu fırsatı bir şekilde yakalıyorlar... Ve o hayatını gerçekten, gerçek niyet ve amaçlarla gelişime, doğruya adamış ve bunu yapabilme yetisini çalışa çalışa veya doğal yollarla edinmiş kişiye nasıl gereksiz ve boşa bir enerji kaybı, sinir testiyle karşılaştırmış oluyor hayat....
top of page
ELIF CIFTCIOGLU
Son Yazılar
Hepsini GörKimse kusura bakmasın ama bu ülkenin topraklarında yaşayan insanların bu içsel tokluğuna, meraksızlığına hiç ama hiç inanmak istemiyorum....
Sanat takipçisi miyim emin değilim, çünkü çok görmek istediğim bir sanatçı olmadığı sürece pek sergi gezmiyorum. Hele de sergi için...
Bir anlamı sabitlemenin ne kadar mümkün olmadığına şahitlik ediyorum, eser üretmeye devam ederken. Her gün yeniden doğmak gibi, her gün...
bottom of page
Commenti